KÖTÜ YÖNETİCİ VE DECCAL
- 2 Eylül 2015 Çarşamba
- Bu yazı 14563 kez okundu
Şöyle bir ibret nazarıyla Müslüman devletlerine bakınca şunu görmekteyiz; bir kaçı müstesna, hor, hakir bırakılmış, felaket, savaş, zulüm, yoksulluk ve yoksunluklar içinde koca bir coğrafya…
Peki neden?
Niçin bu kötü görüntülerle cebelleşiyoruz. Bundan bir kurtuluş yok mu?
Böyle gelmişte böyle gitmek zorunda mı?
Bugünkü Müslümanların zulüm altında oluşu, sefahat, gaflet ve kabahat içinde oluşlarından meydana gelmektedir. Eğer bizler samimi olarak Allah’a [c.c] sığınmış ve O’nun yasaklarından sakınmış olsak bu kötü durumlara düşmezdik.
Ne buyuruyor Yüce Allah [c.c],
“Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak zan ve tahminle yalan söylerler.” [Enam Suresi, 116]
Bananeci, öğüt almayan ve hakkın değil çoğunluğun peşine takılan kuru kalabalıklar olduğumuz için başımıza bu türden hadiseler geliyor. Kendi felaketimizi kendimiz hazırlıyoruz aslında.
Günümüzde insanlar yanlış olduğunu bile bile bir takım kişilerin, grupların peşinden koşturmaya devam ediyorlar. Belge ve ispatlarla bu kimseleri uyarsan da kör ve sağırlar gibi davranmaya devam ediyorlar. Bu durumu da yine Yüce Allah bizlere şöyle bildiriyor;
“Peki, yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, orada olup biteni kalpleri kavrasın ve kulakları işitsin? Ne var ki, onlarda kör olan gözler değil; kör olan göğüslerdeki kalplerdir.” [Hac Suresi, 46]
Bu tür kişilere ne kadar iyiyi, doğruyu anlatmaya çalışsan da nafile oluyor. Çünkü bu kimseler çeşitli dünya çıkarları uğruna bu grupların veya kişilerin sorgusuz birer askerleri haline geldiklerinin farkında bile olmuyorlar. Peşinde oldukları kişilerin, grupların yaptığı yanlış, olumsuz, münker işleri bile, iyi, olumlu görüp göstermeyi marifet belliyorlar. İçlerinden birisi uyanacak gibi olsa diğerleri hemen ona musallat olup onu uyutmaya, narkozlamaya devam ediyor. Bakın Rabbimiz bu durumu da bize nasıl ifade ediyor yüce kitabımızda…
“Biz onların yanına bir takım arkadaşları katarız. Bunlar, onların önlerinde ve arkalarında ne varsa yaptıkları her türlü işi süsler, cazip gösterirler.” [Fussilet Suresi, 25]
Kötü yöneticiler Deccal’in öncüsü konumunda kimselerdir. Bunlara küçük deccaller desek yanlış olmaz. Bunların yönetimi de tıpkı Peygamber Efendimizin bizlere Ahir Zaman’ı ifadelendirdiği hadislerindeki Deccal fitnesi ve yönetimi gibidir.
Kıymetli dostlar, şu hadis-i şerif tamda bugünlerimizi yansıtmaktadır;
“İnsanların üzerine yağmurun bolluğu, fakat verimin azlığıyla aldatıcı yıllar gelecektir. O dönemde yalancı adam doğrulanacak, doğru adam yalanlanacak; hain adama güvenilecek, güvenilir adam hainlikle itham edilecek ve kamu işinde bilgisi kıt adam söz sahibi olacaktır.” [İbn-i Mace, 4036]
Yakın zamana ve şu günlerimize bir bakalım bu hadis çerçevesince, neler geliyor aklınıza değil mi?
Yağmur yağıyor ama yeterli üretim yok. Devlet yönetmek çoluk çocuk işi değildir diye haykıran gerçek dava adamı “sahte, mesnetsiz trilyon davası iftirasıyla” hain ilan edilmek istenmişti hatırlarsanız…
Şimdi birazda Deccal konusunu irdeleyelim. Arapçada “yalancı, hilekar, iyi ile kötüyü, hak ila batılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, her yeri dolaşan kötü ve uğursuz kişi” gibi anlamlara gelmektedir.
Deccal, açık olarak ortaya çıkacağı dönem gelinceye kadar fazla dikkat çekmeden yavaş ve derinden faaliyet gösterecektir. Bu sıralarda gizlilik esas olacak ve bu amaçla gizli şer teşkilatlarla görüşmeler yapıp onların desteğini alacaktır. Öyle bir zamanın gelipte hem Deccal’i hem de onun stajyerleri konumundaki kötü yöneticileri ikaz etmenin, onların yaptıklarını eleştirmenin zorlu olacağını aziz Peygamberimiz şöyle ifadelendirmiştir;
“Yakın bir gelecekte insanı sağırlaştıran, dilsiz gibi bir hale getiren, köre benzeten fitneler olacaktır. Kim o fitneye yaklaşırsa fitne onu içine çeker. Öyle bir zamanda fitne (deccal’e) ye dil uzatmak kılıçlar arasına düşmek gibi olacaktır.” [Ebu Davud]
Herkes bir yol tutturmuş gidiyor ancak Hakk’a varmayan yol neye yarar. Kişi sevdiğinin, arkadaşının ve özelliklede melikinin yani kendisine lider olarak seçtiğinin dini üzeredir ve ahrette de onunla beraber diriltilecektir. O yüzden diyorum ki hem bu dünyada hem de öte alemde rahat olmak isteyen kimlerle beraber olduğuna dikkat etsin.
Doğal olarak tüm münafıklarda birer deccal ya da deccal’in askeridir. Malumunuz münafık alametleri de bellidir. Hatırlayalım mı? …
1-Konuştuğu zaman yalan söyler. Bir söylediğini bir bakmışsın sonra inkar eder ya da tam tersini söyler.
2-Kendisine bir şey emanet edildiğinde ona hıyanet eder. Fıtratında hainlik vardır. Hiçbir fırsatı kaçırmaz milletin emanetini harap eder.
3-Söz ve vaadinde durmaz. Şunları yapacağım, şu işi halledeceğim der ama onu yapmaz.
Bizler Mümin vasfımızla peşinde olduklarımızın karakterine ve duruşuna bakmak zorundayız. Lider olarak seçtiğim kişi 15 sene önce haykırdığı “Hak” sözleri bugün inkar edip, tam tersini mi söylüyor? Sözüne sadık mı değil mi? İdaresine verilmiş imkan ve ayrıcalıkları su istimal ediyor, emanete hıyanet ediyor mu? Yetimin hakkını yedirmeyiz deyipte; şimdi, hain, cani ve eşkiyaları milletin parasıyla besleyip, onları muhatap alıyor mu? Bunlara cevabınız ne? Sizin lideriniz nasıl birisi?
Son bir Hadis-i Şerifi daha dikkatinize sunuyorum;
“Bir kimse hakkında ne kadar kahraman zattır, ne kadar zarif kişidir, o ne kadar akıllı kimsedir diye övülür. Halbuki onun kalbinde hardal tanesi kadar iman yoktur.” [Müslim, Fiten]
Bir bakarsın haksızlık ve zulüm karşısında aslan kılığında kükrer ancak ertesi gün kuyruğunu sıkıştırmış halde o zalimden neredeyse özür diler ya da dilettirilir. Ama göz boyama ve sihir de uzman bir takım çevreler bu durumu, sürü aklıyla hareket eden saftirik Müslümanlara sezdirmeden yoluna koyarlar.
İşte kıymetli dostlarım bu tür kimseler dıştan bakınca din ve devlet işlerinde kahraman gibi görünür. Oysa bunlar sahte kahraman, sahte fatihdirler. Böylelerinin bütün iş ve icraatları da gösterişten ibarettir. Yaptıklarından da hiçbir bereket hasıl olmaz.
Rabbimizden tüm İslam memleketlerine hayırlı idareciler vermesini temenni ederken, bunu hak edecek Müslümanca şuur vermesini de niyaz edelim. Çünkü bunun gerçekleşmesi bizlere de bağlı. Bizler hayırlı, şuurlu ve dirayetli birer Mümin olmaya azmedip çaba göstereceğiz ki, Allah [c.c] de bizim başımıza hayırlı yöneticiler verecektir inşaAllah…
Kalın sağlıcakla, kıymetli dostlar…
- Herkes doğrumu biz doğru isek? - 2 Eylül 2024 Pazartesi
- Sağlıklı Yaşam İpuçları - 9 Şubat 2024 Cuma
- Başarının en önemli formülü azim ve disiplindir - 19 Temmuz 2023 Çarşamba
- Öğütler - 24 Haziran 2023 Cumartesi
- Bioenerji Şifasının Amacı - 1 Mayıs 2023 Pazartesi
- Bioenerji nedir, nasıl faydalar sağlar? - 10 Şubat 2023 Cuma
- Negatifi Hayatınızdan Çıkarın - 4 Ocak 2023 Çarşamba
- Biyolojik alanımız ve şifa - 15 Aralık 2021 Çarşamba
- Bioenerji, Esma-ül Hüsna ve Dua - 3 Şubat 2020 Pazartesi
- Mayamız mı ekşidi? - 24 Aralık 2019 Salı
- Bioenerji ile şifalan - 6 Kasım 2018 Salı
- Vakit Değiştirme Vakti!.. - 22 Haziran 2018 Cuma
- Niyet hayır, akıbet hayır - 23 Mart 2018 Cuma
- Öldük, bittik demeden silkelenip kendimize gelelim! - 25 Ocak 2018 Perşembe
- Boş yere yaratılmadın!.. - 26 Eylül 2017 Salı
- Piknik notları ve İlkyardım - 2 Ağustos 2017 Çarşamba
- Aziz dostumun acı hayat tecrübesi - 8 Mart 2017 Çarşamba
- İŞTE ÇAY SİMİT HESABI, İŞTE EKONOMİMİZ!.. - 29 Kasım 2016 Salı
- Ne Günlere Kaldık - 21 Ekim 2016 Cuma
- İlkyardımcılara kim yardım edecek!.. - 8 Nisan 2016 Cuma
- Akıllı Adam Olmak! - 1 Mart 2016 Salı
- Nereye Gidiyoruz, Hani Kalkınma!.. - 16 Aralık 2015 Çarşamba
- Kim bu Fos Osmanlıcılar... - 28 Ekim 2015 Çarşamba
- KÖTÜ YÖNETİCİ VE DECCAL - 2 Eylül 2015 Çarşamba
- Müslümanların Helakı!.. - 14 Temmuz 2015 Salı
- Kimse yapamaz, Ak Parti yapar!.. - 22 Mayıs 2015 Cuma
- YALANCI MAĞRURLAR BİZE YABANCI - 29 Nisan 2015 Çarşamba
- Memleketi Mahveden Beceriksizler - 26 Mart 2015 Perşembe
- Kepazelik diz boyu, hangisini sayalım? - 27 Şubat 2015 Cuma
- İDEAL TOPLUM HAYAL Mİ? - 3 Ocak 2015 Cumartesi
- Dönüşen Dönüşsün, Sen Dönüşme!.. - 25 Kasım 2014 Salı
- Türkiye’nin ateşle dansı!.. - 25 Ekim 2014 Cumartesi
- Osmanlı geçinen, Aslından Kopuk Paçozlar - 17 Eylül 2014 Çarşamba
- Hayır, hayır yüz bin kere hayır!.. - 6 Ağustos 2014 Çarşamba
- İSLAM, SİYASET, YÖNETİM - 24 Haziran 2014 Salı
- Siyonizm-Türklere Karşı Yahudinin Pis Oyunları - 22 Mayıs 2014 Perşembe
- Bir Gençlik!.. - 11 Nisan 2014 Cuma
- OY’un BÜYÜK, İYİ AMA KİME OY VERELİM? - 24 Mart 2014 Pazartesi
- Ben Kimden Tarafım 2 - 28 Şubat 2014 Cuma
- 1997 ile 2014 arasında fark görebiliyor musunuz? - 29 Ocak 2014 Çarşamba
- CEMAAT, HÜKÜMET, MENFAAT - 30 Aralık 2013 Pazartesi
- YALAN YANLIŞ EĞİTİMİMİZ!.. - 26 Kasım 2013 Salı
- Kanlı Ellerin Kanlı Projesi: BOP - 30 Ekim 2013 Çarşamba
- Dünya Liderini Dinliyorum!.. - 21 Eylül 2013 Cumartesi
- Ah O Gemide Bende Olsaydım!.. - 13 Temmuz 2013 Cumartesi
- Tarlaya Neler Ektik?.. - 11 Mayıs 2013 Cumartesi
- Saptırıcı Liderler - 26 Mart 2013 Salı
- İslam’a dönen Müslümanlar - 20 Şubat 2013 Çarşamba
- Asgari Ücret ile Asgari 3 Çocuk mu? - 23 Ocak 2013 Çarşamba
- Politika Tesadüf Mü, Komplo Mu? - 26 Aralık 2012 Çarşamba
- AŞK ADAMI MI?.. KAÇIP FIRDÖNEN Mİ?.. - 19 Kasım 2012 Pazartesi
- KIYAMET NE ZAMAN? - 22 Ekim 2012 Pazartesi
- Sadıklarla olmak - 2 Ekim 2012 Salı
- Fitre ve Çay Simit Hesabı - 28 Ağustos 2012 Salı
- Canlı Müslüman İstiyoruz!.. - 24 Temmuz 2012 Salı
- Cinsi Bozuklar - 28 Haziran 2012 Perşembe
- Karakterli Müslüman!.. - 1 Haziran 2012 Cuma
- Aslından Koparılmış Protestanlar - 2 Mayıs 2012 Çarşamba
- Haktan Yana Olmak - 21 Mart 2012 Çarşamba
- Lider ve Sistem 2 - 24 Şubat 2012 Cuma
- LİDER ve SİSTEM - 4 Şubat 2012 Cumartesi
- KISSADAN HİSSE!.. - 11 Ocak 2012 Çarşamba
- Allah İçin Çalışmak!.. - 26 Aralık 2011 Pazartesi
- Cihad Ne Demek? - 10 Aralık 2011 Cumartesi
- Batı:Tek Dişi Kalmış Canavar!.. - 4 Kasım 2011 Cuma
- HAYIRLARA MOTOR, ŞERLERE FREN - 15 Ekim 2011 Cumartesi
- DEĞİŞİM : “Tekamül mü, Tahribat mı?” - 16 Eylül 2011 Cuma
- İnandığın Gibi Yaşa Türkiyem - 22 Ağustos 2011 Pazartesi
- BEN KİMDEN TARAFIM?..!.. - 25 Temmuz 2011 Pazartesi
- Bereket Dönemi "28 Haziran 1996 ile 2 Temmuz 1997" - 7 Temmuz 2011 Perşembe
- Ya Güdersin Ya Gidersin - 19 Haziran 2011 Pazar
- Seçim Sonuçları Ne Gösterdi? - 13 Haziran 2011 Pazartesi
- Seçime Doğru;"Arz-ı Mev’ud ve Horoz Dövüşü" - 10 Haziran 2011 Cuma
- Erbakan’ı Sevmek!.. Tavizi Sevmemek!.. - 6 Haziran 2011 Pazartesi
- Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu - 1 Haziran 2011 Çarşamba
- Hayalüstü Hayaldi!.. Gerçek Oldu!.. - 25 Mayıs 2011 Çarşamba
- NE HALLERDEYİZ 2 - 19 Mayıs 2011 Perşembe
- 2.Abdülhamit, Erbakan ve Tekerrür - 11 Mayıs 2011 Çarşamba
- Hak ile Batılı karıştırmayalım 2 - 28 Nisan 2011 Perşembe
- DÜNYANIN EN BÜYÜK ADALET SARAYI - 8 Nisan 2011 Cuma
- Hak İle Batılı Karıştırmayalım - 26 Mart 2011 Cumartesi
- ORGANİK MAYAMIZ “İSLAM !..” - 17 Mart 2011 Perşembe
- DİYALOG VE TOPRAK SATIŞININ PERDE ARKASI - 6 Mart 2011 Pazar
- SUCUĞUNDA TADI KAÇTI!.. - 28 Şubat 2011 Pazartesi
- Ne Hallerdeyiz ? - 11 Şubat 2011 Cuma
- Ya AKP Olmasaydı !.. - 1 Şubat 2011 Salı