Hayır, hayır yüz bin kere hayır!..
- 6 Ağustos 2014 Çarşamba
- Bu yazı 12843 kez okundu
“Hayır, hayır yüz bin kere hayır, inanmıyorum sana!..” diyordu rahmetli Barış Manço bir şarkısında…
İşte bende Tayyip Bey’e ve AKP modeli zihniyete inanmadığımı haykırıyor ve 100 bin kere hayır diyorum!.. Şeytanın dostluğuna ve şeytana düşmanmış gibi gözüküp şeytanla dost olanlara hayır, 100 bin kere hayır!..
Dün, İstanbul Pendik’te AKP’ce düzenlenen küçük bir mitingde konuşmacı olarak Numan Kurtulmuş’u gördüm. Önündeki kalabalığa AKP’nin yaptığı muazzam!.. icraatları anlatıyor ve Türkiye artık 12 sene önceki Türkiye değil diyordu. Her şey çok güzel ve daha da güzel olacak şeklinde sözler sarf ediyordu. Numan Beyin bu nutuklarını dinleyince aklıma bir film karesi geldi. Belki izleyenleriniz olmuştur. “Kelebekler Sonsuza Uçar, İskilipli Atıf Hoca”… Kılık kıyafet ile medeni olunacağı iddiasıyla çıkarılan “Şapka Kanunu” na muhalefetten yargılanan Atıf Hoca’nın adliye’deki duruşmalarından bir sahne çok ilginçtir.
Atıf Hoca’yı yargılayan İstiklal Mahkemesinin reisi, Afyonluların medarı iftiharı, nerdeyse tüm cadde ve meydanlarına isminin verildiği “Kel Ali” lakaplı Ali Çetinkaya’dır. Atıf Hoca’yı şapka takmıyor ve kanuna muhalefet ediyor diye yargılayıp idam ettiren Ali Çetinkaya, 1 sene öncesinde ise Adliye’de başında şapka ile dolaşan bir adamı “Bre zındık, kafirin şapkası ile ne dolaşıyorsun burada” diyerek adliyenin merdivenlerinden aşağıya yuvarlayan aynı kişidir. Bu ne yaman çelişkidir.
Bilmem meramımı anlatabildim mi sevgili okurlar. Numan Beyin AKP ve Tayyip Bey hakkındaki 2 sene önceki konuşmalarına bir bakıyorum birde şimdiki konuşmalarına. Ne diyordu bir hatırlayalım!..
“Harun gibi gelip, Karun oldular”, “Firavunlaştılar” diyen acaba bu Numan Bey değil de başkası mıydı? Bu ne ilk nede son olacaktır. Tarihte bu gibi kayma ve sapmalar hep olmuştur. Bundan sonrada olacaktır.
Birilerine göre; “Dün dündür, bugün bugündür”
Ve yine birilerine göre; “Gerektiğinde gömlek değiştirmeyi de bileceksin”
Hadis olarak okuduğumu zannettiğim bir sözü paylaşmak istiyorum. Müslüman erkeğin en önemli 3 imtihanından bahsediyor Peygamber Efendimiz: Para, Makam ve Kadın.
Herkesin istidatı farklı olabiliyor. Kimine makam ile yaklaşıyor şeytan, kimine para, bazısına da kadın ile!.. Mesela şöyle bir diyalog yaşanmış olabilir şeytan ile tuzağa düşen arasında!..
Siyonist Şeytan: Ne diye o ihtiyarın peşine takılıp, kendini köreltiyorsun?
Uzun Adam: Ama o benim liderim, biat ettim, söz verdim, herkes dönse ben dönmem demiştim…
Siyonist Şeytan: Sen daha yakışıklı, daha cesur hatta daha akıllısın, boş ver.
Uzun Adam: Ama ben siyasi yasaklıyım. Muhtar bile seçilemem!..
Siyonist Şeytan: Hallederiz, merak etme…
Bu değişim ve sapmaların neden ve niçinini düşünürken rahmetli Erbakan Hoca’nın bir konuşması aklıma geldi ve tamam dedim. Aradığım cevabı buldum.
Şöyle demişti Erbakan Hoca; “Türkiye’den ABD ve İsrail karşıtı siyasiler, Amerika’ya bir vesileyle davet edildiğinde, son derece gelişmiş teknoloji ile donatılmış özel bir üsse götürüp orada bunlara gözdağı verilirmiş. Devasa bir ekranda, bakın biz dünyanın her yerine hakimiz. Şu an istersek şu ülkede şu şehirde şu caddedeki şu binanın içindeki her şeyi dinler ve görürüz ve tek bir düğmeye basarak orayı yok ederiz” derlermiş.
Ve tabii şunu da onların kafasına yerleştirirlermiş. “Siyasette hiçbir şey tesadüfi değil. Biz istediğimizi iktidara getiririz. Ya bize hizmet eder iktidarda tutarız yada bize rağmen iktidara gelmeyi başarabildiyse onu da iktidarda iken ezeriz.” Bu telkini alan eski Mücahitler, ABD dönüşü artık mücahitlikten Müteahhitliğe terfi etmiş olurlar.
İşte o eskiden mücahit olanlar var ya, o gizli merkezlerde terbiye edilmeden evvel şöyle söylerlerdi:
1- AB haçlı birliğidir. Ne işi var Müslüman Türkiye’nin haçlı birliğinde.
2- Faiz alanda verende melundur.
3- 1990 da 1.Körfez Savaşında Irak’a Türkiye topraklarından haçlıların saldırmasına izin veren zamanın hükümetine; Müslümanların üzerine bombalar yağarken vicdanınız sızlamıyor mu, bunun hesabını nasıl vereceksiniz?.. Diyorlardı…
Peki o merkezlerdeki terbiyenin ardından neler oldu?
İsyan edip feveran ettikleri, böyle şey olmaz, Müslümanlığa yakışmaz diyerek haykırdıkları, yukarıda saymış olduğumuz 3 maddeyi ve daha bunun gibi nice yanlış ve hataları bu defa kendileri yapar hale geldiler. Bu ne yaman çelişki ve ahret için ne kötü bir sonuçtur.
Bu sonuçtan da şu atasözünü hatırladım birden.
Şöyle demiş atalarımız; “Şaraptan bozma sirke, keskin olur”… Yani önceleri hayırlı bir yol, hayırlı bir davadayken yoldan çıkan kişilerin, evvelden beri kötü olanlardan bile daha azgın olduklarını anlatmak istiyor bu atasözümüz.
Irak, İran ile savaşırken ve farklı konularda ABD ve Batı ile iyiyken, Saddam onlar için has adamdı. Ama ne zaman Saddam’dan alacaklarını aldılar ve Saddam ile işleri bitti, o zaman dostlukta bitti. Dostlukları darağacında son buldu. Üstteki atasözüyle bağlantılı olarak ve Saddam’dan da bahsetmişken yine bir atasözüyle bitireceğim yazımı. Sağlıkla kalın, Salih, sabit ve sadıklarla beraber olun muhterem okurlarım…
“Şeytanın dostluğu, darağacına kadardır.”
Şeytanın dostluğuna ve şeytana düşmanmış gibi gözüküp şeytanla dost olanlara hayır, 100 bin kere hayır!..
- Herkes doğrumu biz doğru isek? - 2 Eylül 2024 Pazartesi
- Sağlıklı Yaşam İpuçları - 9 Şubat 2024 Cuma
- Başarının en önemli formülü azim ve disiplindir - 19 Temmuz 2023 Çarşamba
- Öğütler - 24 Haziran 2023 Cumartesi
- Bioenerji Şifasının Amacı - 1 Mayıs 2023 Pazartesi
- Bioenerji nedir, nasıl faydalar sağlar? - 10 Şubat 2023 Cuma
- Negatifi Hayatınızdan Çıkarın - 4 Ocak 2023 Çarşamba
- Biyolojik alanımız ve şifa - 15 Aralık 2021 Çarşamba
- Bioenerji, Esma-ül Hüsna ve Dua - 3 Şubat 2020 Pazartesi
- Mayamız mı ekşidi? - 24 Aralık 2019 Salı
- Bioenerji ile şifalan - 6 Kasım 2018 Salı
- Vakit Değiştirme Vakti!.. - 22 Haziran 2018 Cuma
- Niyet hayır, akıbet hayır - 23 Mart 2018 Cuma
- Öldük, bittik demeden silkelenip kendimize gelelim! - 25 Ocak 2018 Perşembe
- Boş yere yaratılmadın!.. - 26 Eylül 2017 Salı
- Piknik notları ve İlkyardım - 2 Ağustos 2017 Çarşamba
- Aziz dostumun acı hayat tecrübesi - 8 Mart 2017 Çarşamba
- İŞTE ÇAY SİMİT HESABI, İŞTE EKONOMİMİZ!.. - 29 Kasım 2016 Salı
- Ne Günlere Kaldık - 21 Ekim 2016 Cuma
- İlkyardımcılara kim yardım edecek!.. - 8 Nisan 2016 Cuma
- Akıllı Adam Olmak! - 1 Mart 2016 Salı
- Nereye Gidiyoruz, Hani Kalkınma!.. - 16 Aralık 2015 Çarşamba
- Kim bu Fos Osmanlıcılar... - 28 Ekim 2015 Çarşamba
- KÖTÜ YÖNETİCİ VE DECCAL - 2 Eylül 2015 Çarşamba
- Müslümanların Helakı!.. - 14 Temmuz 2015 Salı
- Kimse yapamaz, Ak Parti yapar!.. - 22 Mayıs 2015 Cuma
- YALANCI MAĞRURLAR BİZE YABANCI - 29 Nisan 2015 Çarşamba
- Memleketi Mahveden Beceriksizler - 26 Mart 2015 Perşembe
- Kepazelik diz boyu, hangisini sayalım? - 27 Şubat 2015 Cuma
- İDEAL TOPLUM HAYAL Mİ? - 3 Ocak 2015 Cumartesi
- Dönüşen Dönüşsün, Sen Dönüşme!.. - 25 Kasım 2014 Salı
- Türkiye’nin ateşle dansı!.. - 25 Ekim 2014 Cumartesi
- Osmanlı geçinen, Aslından Kopuk Paçozlar - 17 Eylül 2014 Çarşamba
- Hayır, hayır yüz bin kere hayır!.. - 6 Ağustos 2014 Çarşamba
- İSLAM, SİYASET, YÖNETİM - 24 Haziran 2014 Salı
- Siyonizm-Türklere Karşı Yahudinin Pis Oyunları - 22 Mayıs 2014 Perşembe
- Bir Gençlik!.. - 11 Nisan 2014 Cuma
- OY’un BÜYÜK, İYİ AMA KİME OY VERELİM? - 24 Mart 2014 Pazartesi
- Ben Kimden Tarafım 2 - 28 Şubat 2014 Cuma
- 1997 ile 2014 arasında fark görebiliyor musunuz? - 29 Ocak 2014 Çarşamba
- CEMAAT, HÜKÜMET, MENFAAT - 30 Aralık 2013 Pazartesi
- YALAN YANLIŞ EĞİTİMİMİZ!.. - 26 Kasım 2013 Salı
- Kanlı Ellerin Kanlı Projesi: BOP - 30 Ekim 2013 Çarşamba
- Dünya Liderini Dinliyorum!.. - 21 Eylül 2013 Cumartesi
- Ah O Gemide Bende Olsaydım!.. - 13 Temmuz 2013 Cumartesi
- Tarlaya Neler Ektik?.. - 11 Mayıs 2013 Cumartesi
- Saptırıcı Liderler - 26 Mart 2013 Salı
- İslam’a dönen Müslümanlar - 20 Şubat 2013 Çarşamba
- Asgari Ücret ile Asgari 3 Çocuk mu? - 23 Ocak 2013 Çarşamba
- Politika Tesadüf Mü, Komplo Mu? - 26 Aralık 2012 Çarşamba
- AŞK ADAMI MI?.. KAÇIP FIRDÖNEN Mİ?.. - 19 Kasım 2012 Pazartesi
- KIYAMET NE ZAMAN? - 22 Ekim 2012 Pazartesi
- Sadıklarla olmak - 2 Ekim 2012 Salı
- Fitre ve Çay Simit Hesabı - 28 Ağustos 2012 Salı
- Canlı Müslüman İstiyoruz!.. - 24 Temmuz 2012 Salı
- Cinsi Bozuklar - 28 Haziran 2012 Perşembe
- Karakterli Müslüman!.. - 1 Haziran 2012 Cuma
- Aslından Koparılmış Protestanlar - 2 Mayıs 2012 Çarşamba
- Haktan Yana Olmak - 21 Mart 2012 Çarşamba
- Lider ve Sistem 2 - 24 Şubat 2012 Cuma
- LİDER ve SİSTEM - 4 Şubat 2012 Cumartesi
- KISSADAN HİSSE!.. - 11 Ocak 2012 Çarşamba
- Allah İçin Çalışmak!.. - 26 Aralık 2011 Pazartesi
- Cihad Ne Demek? - 10 Aralık 2011 Cumartesi
- Batı:Tek Dişi Kalmış Canavar!.. - 4 Kasım 2011 Cuma
- HAYIRLARA MOTOR, ŞERLERE FREN - 15 Ekim 2011 Cumartesi
- DEĞİŞİM : “Tekamül mü, Tahribat mı?” - 16 Eylül 2011 Cuma
- İnandığın Gibi Yaşa Türkiyem - 22 Ağustos 2011 Pazartesi
- BEN KİMDEN TARAFIM?..!.. - 25 Temmuz 2011 Pazartesi
- Bereket Dönemi "28 Haziran 1996 ile 2 Temmuz 1997" - 7 Temmuz 2011 Perşembe
- Ya Güdersin Ya Gidersin - 19 Haziran 2011 Pazar
- Seçim Sonuçları Ne Gösterdi? - 13 Haziran 2011 Pazartesi
- Seçime Doğru;"Arz-ı Mev’ud ve Horoz Dövüşü" - 10 Haziran 2011 Cuma
- Erbakan’ı Sevmek!.. Tavizi Sevmemek!.. - 6 Haziran 2011 Pazartesi
- Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu - 1 Haziran 2011 Çarşamba
- Hayalüstü Hayaldi!.. Gerçek Oldu!.. - 25 Mayıs 2011 Çarşamba
- NE HALLERDEYİZ 2 - 19 Mayıs 2011 Perşembe
- 2.Abdülhamit, Erbakan ve Tekerrür - 11 Mayıs 2011 Çarşamba
- Hak ile Batılı karıştırmayalım 2 - 28 Nisan 2011 Perşembe
- DÜNYANIN EN BÜYÜK ADALET SARAYI - 8 Nisan 2011 Cuma
- Hak İle Batılı Karıştırmayalım - 26 Mart 2011 Cumartesi
- ORGANİK MAYAMIZ “İSLAM !..” - 17 Mart 2011 Perşembe
- DİYALOG VE TOPRAK SATIŞININ PERDE ARKASI - 6 Mart 2011 Pazar
- SUCUĞUNDA TADI KAÇTI!.. - 28 Şubat 2011 Pazartesi
- Ne Hallerdeyiz ? - 11 Şubat 2011 Cuma
- Ya AKP Olmasaydı !.. - 1 Şubat 2011 Salı