Geçtiğimiz günlerde dikkatimi çeken bu detayı sizlerle de paylaşmak istedim.. Malumunuz Eskişehir’de son yıllarda ciddi bir değişim rüzgarı estiriliyor.  Bu değişimde yerel yöneticilerin, dışarıdan gelen yatırımcıların ve elbette öğrenci odaklı ticari faaliyetler önemli rol oynuyor.

Özellikle son dönemde kentimizde yaşanan inşaat furyasında 1+1 apart anlayışı ciddi bir önem kazandı. Açıkçası alıcısı ve satıcı da bu durumdan memnun olunca inşaat firmaları projelerinin büyük bölümlerini bu 1+1 apartlara yönelttiler. Durum böyle olunca bu kadar çok inşaat yapılan kentte hala Eskişehirli vatandaşlar ev bulmakta sıkıntı yaşıyorlar. Özellikle son birkaç aydır normal bir ailenin yaşayabileceği 2+1 ev bile bulmak neredeyse imkansız gibi..

Diğer taraftan ticaret anlayışının yanında bu apartların sayısının artması yine yeni bir ticari faaliyeti de doğurdu. Bu faaliyetin adı da GÜNLÜK KİRALIK APART.. Açıkçası günlük kiralık apartların tam olarak ne anlama geldiğini anlamak da zor değil. Zira internette de bir çok ilan görebiliyorsunuz.. Bu ilanlarda bilgiler gizli tutulacaktır, banyo imkanı vardır gibi bir sürü detay bilgi veriliyor. Peki ya bu duruma karşı birileri neden ses çıkarmıyorlar. Özellikle bir çok özel apart ve yurt sahibi kendilerini de töhmet altında bırakan bu duruma neden ses çıkarmazlar ve neden yetkililer bu aleni yaşanan afedersiniz ama tam anlamı ile kepazelik duruma neden el atmazlar..

Evet, Eskişehirli olarak kentimizde olup bitenlerin Eskişehirlileri merkezin dışına ittiğini üzülerek görüyoruz. Eskişehirlilerin, aslında belki de insani olan bir çok şeyin, hizmetlerin merkezinden uzaklaşması düşündürücü.

Mesela, kentimiz de doğru dürüsüt asfalt olan yada kaldırımı yürümeye elverişli olan o kadar az yer var ki! Ki bunlarının kent merkezi olan yerler olması düşündürücü. Köyden gelen vatandaşların bile ayıplayarak karşıladıkları bu manzaralar acaba Avrupa Kenti olma iddasını bas bas bağıran ve 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti olacak olan Eskişehir’e nasıl yakıştırılabiliyor.

Mesela Ihlamur kent içinden geçen ana cadde de durum içler acısı ve oradan geçerken nihayet aylar sonra “büyükşehir çalışıyor” tabelalarını görünce sevinmiştim. Ancak sevincim caddeye girince kursağımda kalıverdi. Belediyemiz burada asfalttan önce kaldırımların yapılmasının daha iyi olacağına karar vermiş, kaldırım yapıyorlardı. O bölgeyi bilenler ise orada önceliğin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Özellikle neredeyse hiç yok denecek bir yaya trafiği olan kaldırımları öncelikli gibi görmeleri, sürekli araç trafiğin çalıştığı caddedeki sıkıntıyı görmezden gelmeleri. Sanırım vatandaşı ve ihtiyaçlarını anlama kapasitelerini göstermeye yeterli.

Aslında yine yazmaya başlayınca _sanırım biraz da yazmaya uzun ara verdiğimden olsa gerek başladığım yerden uzaklaşarak bir çok farklı konuya da değinmeden edemedim..

Aslında benim Eskişehirliye Eskişehir haram diye düşünmeme neden olan şey fotoğrafta da gördüğünüz manzara idi. Kent içi ulaşım sisteminde vatandaşa hizmet odağından uzak bir anlayışla yapılanlardan sonra yaşanan sıkıntılar. Evet, dayatma diyorum, zira bir çok yerde tek toplu ulaşım aracı tramvay. Ki onunda kapasitesi malumunuz. Birde arada bir “Eskişehirliler tramvayı sevdi. Şu kadar kişi taşıdık “ diye bağrınmaları ise oldukça komik.. Yani sevmesen ne yapacaksın, başka seçenek mi var? Mecburen biniyorsun.. Diğer bir çok kentte ise emsal uygulamalarda tramvay, otobüs, minibüs yan yana giderken bizde böyle bir diretme var.. EVET DİRETME.. Bir çok yerde vatandaş yıllardır aktarma çilesi çekiyor. Kent içine otobüsler sokulmuyor.. Yani Eskişehirli çileye mahkum…

Oysa kenti Avrupa kenti yaptık, şöyle turist çekiyoruz diye masallar anlatmak için Eskişehirliye yasak olan otobüslerin iki mislinde büyük tur otobüsleri kentin göbeğine kadar sokuluyor. ESKİŞEHİRLİ GİREMİYOR ama birileri prim yapacak diye bu tur otobüsleri giriyorlar kent meydanına.. Hem de yine Eskişehirlilere işkence edercesine.

Zaten tıkanma noktasına gelen trafik, birde bu otobüsler yüzünden daha da içinden çıkılmaz hale geliyor. Yani Eskişehirliye layık görülmeyen hizmet, Eskişehirli olmayanlara veriliyor. Hem de Eskişehirlilere sıkıntı vere vere.. Yani anlayacağınız Eskişehirlilere bozuk yollar, aktarmalar, trafik keşmekeşliği layık görülüyor..

Biliyorsunuz yaşanan sıkıntının temel nedeni hizmet merkezli bir anlayışdan uzak ve bir çok konunun uzmanının, meslek odaların fikirleri alınmadan yapılanlardan sonra başladı. Yine aynı anlayış otobüsleri yasakladı, dünya standartlarından küçük olan tramvay tek ulaşım aracı haline getirildi. Ancak bu kez küçük olan tramvay ihtiyaca karşılık veremedi, sefer sayısı artırıldı.  Bu kez tramvayın bir çok noktada kesiştiği akan trafik daha olumsuz etkilendi.. Yetmedi yine yasaklamalar yapıldı. Sokaklar trafiğe kapatıldı. Paralı park diye sokaklarda belediye DEĞNEKCİLİĞE başladı.. Ama hiçbir yasak gibi bu yasaklarda çözüm üretmedi, hatta yasaklar ters bile tepti..

Mesela Şair Fuzuli caddesinde paralı park olayı yokken araçların parkları tek sırayı pek geçmezdi, parklar köprü üzerine sarkmazdı.. Şuan gün içinde geçin bakın paralı park olan yerde ikinci sıra oldukça normal hale gelmiş, park olayı köprünün üzerine sarkmış durumda.. Peki nasıl bir çözüm oldu bu böyle? Bu baskı ve yasaklar çözdü mü buradaki trafik sorununu?

Bu tur otobüsünün arkasında uzun süren bir sabır testinden sonra aklıma gelen bu detay oldu. Eskişehir Eskişehirliye haram, Eskişehirli olmayana helal…