Batı:Tek Dişi Kalmış Canavar!..
- 4 Kasım 2011 Cuma
- Bu yazı 16947 kez okundu
Sorsanız birçok aydın, siyasetçi ve bilim aleminin üstatları; Batı Emperyalizminin (tek dişi kalmış medeniyetsizlerin) öncelikle İslam memleketlerinde geneldeyse tüm dünya insanlığında meydana getirdiği tahrip ve yıkımlardan, sosyal, kültürel, siyasal ve ahlaki dejenerasyondan ve tabiî ki ekonomik tahakkümünden şikayetçidir. Ama bunun değişmesi için çok az bir zümre gayret sarf etmektedir. Şunu anlamamız gerekiyor ki, tarihte bir yer edinecek isek kendimiz olarak, benliğimize dönerek bunu başarabiliriz. Körü körüne sahte bir medeniyetin ardına düşmenin ve yıkılıp dağılmaya doğru giden bir birliğin içine girmekteki ısrarımızın bize ne gibi bir faydası olacaktır acaba.
Medeniyetin merkezi Doğu olduğu halde Roma’nın doğudaki temsilcisi olan Bizans Batılılaşmaya başlamıştı. Bizanslı aydınlar Avrupalıları, özellikle de İtalyanları taklit etmekte yarışır haldeydiler. Başta kıyafetleri olmak üzere, her şeylerini, hatta konuşma tarzlarını bile İtalyanlara uydurmaya çalışıyorlardı. Bu da Bizans’ı kendi kimliğinden koparıyor, kimliksizlik ve kişilik problemleri doğuruyordu.
Bizans’ın ruhani sınıfı da yozlaşmıştı. Temsil ettikleri Hristiyanlığın içini boşaltmışlardı. Dinin içeriğiyle değil, sadece merasim boyutuyla ilgiliydiler. Meselâ Bizans, Sultan Fatih tarafından kuşatılmışken, rahiplerin en önemli tartışmaları meleklerin cinsiyeti üzerineydi: “Melekler erkek mi, dişi miydi?”
Bizans devleti israf içinde yüzüyordu. Halk eziliyor, sömürülüyor, kazandığı birkaç kuruşu ise haksız vergi ya da enflasyon zoruyla elinden alınıyordu. Bu durum önce ticarî hayatı içten içe çökertmiş, ardındansa Bizans ekonomisi krizler yaşamaya başlamıştı. Ciddi tedbir alınmadığı, kara delikler kapatılmadığı için de krizlerin ardı arkası kesilmiyordu. Yanlış ekonomi politikaları halkı ezip bıktırdı. O kadar bıktılar ki, yabancı hâkimiyetine hasret çekmeye başladılar.
Ve bizim asil medeniyetimiz karşısında yelkenlerini suya indirdiler. Bizans halkı “Başımızda kardinal külahı görmektense Müslüman sarığı görmeyi tercih ederiz” noktasına gelmişti. Doğu da parlayan İslam medeniyetinin haricinde dünya tarihinde hangi medeniyet, ordusunun yolu üzerindeki yediği üzüm salkımlarının yerlerine altın kesesi astırabilmiştir. Hangi medeniyetin devlet başkanı, koca Sultan Fatih’in kadının adaletle verdiği kısas kararı karşısındaki metanetli tavrını sergileyebilmiştir.
Batı her zaman iki yüzlü olmuştur. Bir yandan, tabiatı nükleer atıklarla kirleten batı sanayisi, diğer yandan çevrecilik akımlarını destekliyor, onlara maddi finansman sağlıyor. Kadını gerektiğinde bir meta, reklam aracı, kısacası para getiren bir mal olarak kullanmayı anlayışlarına uygun görenler, feminizmi destekliyor; onlara maddi yardımlar sağlıyorlar. Batı Emperyalizmi bunları yaparken, kurmuş olduğu sömürgeye dayalı yapıyı korumaya, çıkar kaynaklarını elinde tutmaya çalışıyor. Çağımızda bu sömürgeci yapıdan en çok zarar görenler ise elbette ki Müslümanlar oluyor.
Fransa'nın 1980’lerdeki eski içişleri bakanlarından Michele Pasco; Senato Meclisi önünde yaptığı bir konuşmasında ülkedeki Müslüman azınlığın ahlak ve yaşayışının gerçekten övülmeye değer olduğunu dile getirmişti. Bakan Michele Pasco, kendisine yöneltilen bir soruda Müslümanların Paris'teki bazı terör olaylarına karıştıklarının ileri sürülmesi üzerine de: "Bizim Müslüman azınlık arasında yaptığımız araştırmalarda onların sadece övgüye değer işler gerçekleştirdiklerini ve bazılarının ileri sürdükleri suçlamalardan uzak olduklarını gördük. Onlar içki içmez, fuhuştan uzak dururlar. Bu iki şey ise toplumumuzdaki çeşitli salgın hastalıkların ve mide rahatsızlıklarının yayılmasındaki en önemli iki sebeptir" diye konuşmuştu. Bakan sözlerine daha sonra şöyle devam etmişti: "Sorun sağlık bakanına bakalım, bu seneki bütçelerinden içki ve fuhşun yol açtığı hastalıkların tedavisine ne kadar ayırmışlar. Sağlık bakanlığının 1987 bütçesinden % 60'lık miktar, içki ve fuhşun yol açtığı hastalıkların tedavisine ayrılmıştır. Buna rağmen kesin bir çözüme ulaşılamadı". Bakan Michele Pasco, Müslümanlardan övgüyle söz ettiği konuşmasında, yakın zamanda İslam'ı seçen Fransız asıllıların ahlaklarının tamamen değişerek eskiye göre çok güzelleştiğine de ayrıca dikkat çekmişti.
“Toprağı verimli olan beldenin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar. Toprağı kötü olan beldeden ise bir şey çıkmaz; çıksa da zorlukla çıkar ve ondan da hayır gelmez” [Araf Suresi, 58]
Yüce Allah’a (c.c) iman ile aydınlanan gönüller, verimli bir toprak gibidir. Bizim ecdadımız; Hz. Muhammed (s.a.v) ve onun ile gönderilen Kuran-ı Kerim vasıtasıyla rahmetten öyle istifade ettiler ki, iman meyveleriyle, ibadet ve güzel ahlak çiçekleriyle dünyaya nizam verdiler.
Allah’ın rahmetinden uzak, verimsiz toprak mesabesindeki Batı Medeniyetsizleri ise dünya tarihine kayda değer hiçbir hayır sağlamamışlardır.
Hoşçakalın efendim…
- Herkes doğrumu biz doğru isek? - 2 Eylül 2024 Pazartesi
- Sağlıklı Yaşam İpuçları - 9 Şubat 2024 Cuma
- Başarının en önemli formülü azim ve disiplindir - 19 Temmuz 2023 Çarşamba
- Öğütler - 24 Haziran 2023 Cumartesi
- Bioenerji Şifasının Amacı - 1 Mayıs 2023 Pazartesi
- Bioenerji nedir, nasıl faydalar sağlar? - 10 Şubat 2023 Cuma
- Negatifi Hayatınızdan Çıkarın - 4 Ocak 2023 Çarşamba
- Biyolojik alanımız ve şifa - 15 Aralık 2021 Çarşamba
- Bioenerji, Esma-ül Hüsna ve Dua - 3 Şubat 2020 Pazartesi
- Mayamız mı ekşidi? - 24 Aralık 2019 Salı
- Bioenerji ile şifalan - 6 Kasım 2018 Salı
- Vakit Değiştirme Vakti!.. - 22 Haziran 2018 Cuma
- Niyet hayır, akıbet hayır - 23 Mart 2018 Cuma
- Öldük, bittik demeden silkelenip kendimize gelelim! - 25 Ocak 2018 Perşembe
- Boş yere yaratılmadın!.. - 26 Eylül 2017 Salı
- Piknik notları ve İlkyardım - 2 Ağustos 2017 Çarşamba
- Aziz dostumun acı hayat tecrübesi - 8 Mart 2017 Çarşamba
- İŞTE ÇAY SİMİT HESABI, İŞTE EKONOMİMİZ!.. - 29 Kasım 2016 Salı
- Ne Günlere Kaldık - 21 Ekim 2016 Cuma
- İlkyardımcılara kim yardım edecek!.. - 8 Nisan 2016 Cuma
- Akıllı Adam Olmak! - 1 Mart 2016 Salı
- Nereye Gidiyoruz, Hani Kalkınma!.. - 16 Aralık 2015 Çarşamba
- Kim bu Fos Osmanlıcılar... - 28 Ekim 2015 Çarşamba
- KÖTÜ YÖNETİCİ VE DECCAL - 2 Eylül 2015 Çarşamba
- Müslümanların Helakı!.. - 14 Temmuz 2015 Salı
- Kimse yapamaz, Ak Parti yapar!.. - 22 Mayıs 2015 Cuma
- YALANCI MAĞRURLAR BİZE YABANCI - 29 Nisan 2015 Çarşamba
- Memleketi Mahveden Beceriksizler - 26 Mart 2015 Perşembe
- Kepazelik diz boyu, hangisini sayalım? - 27 Şubat 2015 Cuma
- İDEAL TOPLUM HAYAL Mİ? - 3 Ocak 2015 Cumartesi
- Dönüşen Dönüşsün, Sen Dönüşme!.. - 25 Kasım 2014 Salı
- Türkiye’nin ateşle dansı!.. - 25 Ekim 2014 Cumartesi
- Osmanlı geçinen, Aslından Kopuk Paçozlar - 17 Eylül 2014 Çarşamba
- Hayır, hayır yüz bin kere hayır!.. - 6 Ağustos 2014 Çarşamba
- İSLAM, SİYASET, YÖNETİM - 24 Haziran 2014 Salı
- Siyonizm-Türklere Karşı Yahudinin Pis Oyunları - 22 Mayıs 2014 Perşembe
- Bir Gençlik!.. - 11 Nisan 2014 Cuma
- OY’un BÜYÜK, İYİ AMA KİME OY VERELİM? - 24 Mart 2014 Pazartesi
- Ben Kimden Tarafım 2 - 28 Şubat 2014 Cuma
- 1997 ile 2014 arasında fark görebiliyor musunuz? - 29 Ocak 2014 Çarşamba
- CEMAAT, HÜKÜMET, MENFAAT - 30 Aralık 2013 Pazartesi
- YALAN YANLIŞ EĞİTİMİMİZ!.. - 26 Kasım 2013 Salı
- Kanlı Ellerin Kanlı Projesi: BOP - 30 Ekim 2013 Çarşamba
- Dünya Liderini Dinliyorum!.. - 21 Eylül 2013 Cumartesi
- Ah O Gemide Bende Olsaydım!.. - 13 Temmuz 2013 Cumartesi
- Tarlaya Neler Ektik?.. - 11 Mayıs 2013 Cumartesi
- Saptırıcı Liderler - 26 Mart 2013 Salı
- İslam’a dönen Müslümanlar - 20 Şubat 2013 Çarşamba
- Asgari Ücret ile Asgari 3 Çocuk mu? - 23 Ocak 2013 Çarşamba
- Politika Tesadüf Mü, Komplo Mu? - 26 Aralık 2012 Çarşamba
- AŞK ADAMI MI?.. KAÇIP FIRDÖNEN Mİ?.. - 19 Kasım 2012 Pazartesi
- KIYAMET NE ZAMAN? - 22 Ekim 2012 Pazartesi
- Sadıklarla olmak - 2 Ekim 2012 Salı
- Fitre ve Çay Simit Hesabı - 28 Ağustos 2012 Salı
- Canlı Müslüman İstiyoruz!.. - 24 Temmuz 2012 Salı
- Cinsi Bozuklar - 28 Haziran 2012 Perşembe
- Karakterli Müslüman!.. - 1 Haziran 2012 Cuma
- Aslından Koparılmış Protestanlar - 2 Mayıs 2012 Çarşamba
- Haktan Yana Olmak - 21 Mart 2012 Çarşamba
- Lider ve Sistem 2 - 24 Şubat 2012 Cuma
- LİDER ve SİSTEM - 4 Şubat 2012 Cumartesi
- KISSADAN HİSSE!.. - 11 Ocak 2012 Çarşamba
- Allah İçin Çalışmak!.. - 26 Aralık 2011 Pazartesi
- Cihad Ne Demek? - 10 Aralık 2011 Cumartesi
- Batı:Tek Dişi Kalmış Canavar!.. - 4 Kasım 2011 Cuma
- HAYIRLARA MOTOR, ŞERLERE FREN - 15 Ekim 2011 Cumartesi
- DEĞİŞİM : “Tekamül mü, Tahribat mı?” - 16 Eylül 2011 Cuma
- İnandığın Gibi Yaşa Türkiyem - 22 Ağustos 2011 Pazartesi
- BEN KİMDEN TARAFIM?..!.. - 25 Temmuz 2011 Pazartesi
- Bereket Dönemi "28 Haziran 1996 ile 2 Temmuz 1997" - 7 Temmuz 2011 Perşembe
- Ya Güdersin Ya Gidersin - 19 Haziran 2011 Pazar
- Seçim Sonuçları Ne Gösterdi? - 13 Haziran 2011 Pazartesi
- Seçime Doğru;"Arz-ı Mev’ud ve Horoz Dövüşü" - 10 Haziran 2011 Cuma
- Erbakan’ı Sevmek!.. Tavizi Sevmemek!.. - 6 Haziran 2011 Pazartesi
- Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu - 1 Haziran 2011 Çarşamba
- Hayalüstü Hayaldi!.. Gerçek Oldu!.. - 25 Mayıs 2011 Çarşamba
- NE HALLERDEYİZ 2 - 19 Mayıs 2011 Perşembe
- 2.Abdülhamit, Erbakan ve Tekerrür - 11 Mayıs 2011 Çarşamba
- Hak ile Batılı karıştırmayalım 2 - 28 Nisan 2011 Perşembe
- DÜNYANIN EN BÜYÜK ADALET SARAYI - 8 Nisan 2011 Cuma
- Hak İle Batılı Karıştırmayalım - 26 Mart 2011 Cumartesi
- ORGANİK MAYAMIZ “İSLAM !..” - 17 Mart 2011 Perşembe
- DİYALOG VE TOPRAK SATIŞININ PERDE ARKASI - 6 Mart 2011 Pazar
- SUCUĞUNDA TADI KAÇTI!.. - 28 Şubat 2011 Pazartesi
- Ne Hallerdeyiz ? - 11 Şubat 2011 Cuma
- Ya AKP Olmasaydı !.. - 1 Şubat 2011 Salı