7 Ağustos 2025 Perşembe
Sessizlik… Eskişehir’de Muhalefet Neden Suskun?

Sessizlik… Eskişehir’de Muhalefet Neden Suskun?

Konuk Yazar
Konuk Yazar

Sessizlik… Eskişehir’de Muhalefet Neden Suskun?

“Parti içi çekişmeler dışa dönük sessizliği mi besliyor?”

Eskişehir’de son 25 yıla damga vuran bir yerel iktidar gerçeği var: Yılmaz Büyükerşen’in şekillendirdiği ve bugün Ayşe Ünlüce’nin devraldığı bir belediyecilik anlayışı. Bu çeyrek asırlık süreçte şehrin imarından kültür politikalarına, kent estetiğinden sosyal projelere kadar uzanan birçok alanda izler bırakıldı. Fakat bir diğer iz de en az bu kadar belirgin: Muhalefetin sessizliği…

“Siyasette eleştirinin olmadığı yerde hesap sorulamaz, hesap sorulamayan yerde ise halkın güveni zedelenir.”

Bu sessizliği çözümlemek, nedenlerini anlamak kolay değil. Özellikle de başta AK Parti olmak üzere, uzun yıllardır muhalif konumda olan partilerin neredeyse kronikleşmiş hale gelmiş şehir problemleri karşısında seslerini yükseltmemeleri düşündürücü.

Evet, zaman zaman isim isim bilinen bazı figürlerin saf değiştirdiğine, karşı bloğa geçtiğine tanık olduk. Bu şehirde siyasetle biraz haşır neşir olan herkes, kimin ne zaman nerede hizalandığını az çok biliyor. Ancak bu geçişler, tüm muhalefetin “eleştirel sessizliğini” açıklamak için yeterli mi?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle birlikte Türkiye genelinde siyasetin iki ana cepheye bölündüğü bir gerçek. Yerel siyasette bu kutuplaşmanın etkileri Eskişehir’e de yansıdı. Millet İttifakı'nın uzun süredir yerelde iktidar olduğunu kabul edersek, kendi içinden gelecek eleştirilerin kısıtlı olmasını anlayabiliriz. Ancak Cumhur İttifakı'nın yani özellikle AK Parti ve MHP'nin, bu kadar süre boyunca yaşanan aksaklıklara karşı bu denli sessiz kalması anlaşılır gibi değil.

Şehrin kronikleşmiş sorunları herkesin malumu:

  • Bitmeyen trafik ve otopark sorunu,

  • Alt yapı eksiklikleri,

  • Zayıf üstyapı projeleri,

  • İmarla ilgili çelişkili uygulamalar,

  • Ve sosyal hizmetlerdeki eşitsizlikler...

Geçtiğimiz yerel seçimler öncesinde mevcut belediye başkanı Ayşe Ünlüce, bu sorunları kabul edercesine 70’in üzerinde proje vaadinde bulunmuştu. Ancak bugüne kadar bu vaatlerin kaçına yönelik somut adım atıldı, hangi öncelikler ele alındı, tartışmaya açık.

Tüm bu tabloya rağmen muhalefetin hâlâ pasif kalması ise ciddi bir siyasi sorun olarak öne çıkıyor. Su kesintilerinden tutun da toplu ulaşımda yaşanan klimasız otobüs krizine kadar vatandaşın birebir yaşadığı sorunlara dair somut açıklamalar, çözüm önerileri ya da kamuoyu oluşturma çabası görmek neredeyse imkânsız.

Dahası, Eskişehir kamuoyu, Büyükerşen döneminin bütçesinin bile “sorgusuz sualsiz” onaylanmasını hâlâ unutmamışken, aynı partinin bugünkü temsilcilerinin de iktidara karşı bu kadar “temkinli” davranması sorgulanıyor. Mesela, CHP’li belediye başkanını kendi il başkanı bile henüz ziyaret etmeden önce, AK Parti il başkanının elini çabuk tutup Ünlüce’ye hayırlı olsun ziyaretine gitmesi, parti tabanında bile kafa karışıklığı yaratmış durumda.

Peki bu sessizlik sadece dış faktörlerle mi açıklanabilir?

Yoksa muhalefetin kendi içindeki sessiz savaşlar da bu duruma mı zemin hazırladı?

AK Parti özelinde bakarsak, Eskişehir’de uzun yıllardır vekillerle il başkanları arasında zaman zaman yaşanan güç mücadeleleri, partinin yerel politikalarını etkisizleştiren bir diğer önemli faktör olabilir. Kimin aday gösterileceği, hangi ismin ön plana çıkarılacağı, hangi vekilin sözünün geçtiği gibi iç meseleler, dışa dönük muhalefet reflekslerini neredeyse tamamen bastırmış olabilir. Parti içi klikleşme ve hizipleşme, sahici bir muhalefet hattı oluşturmayı engellemiş gibi görünüyor.

Üstelik bu iç çekişmeler zamanla öyle bir hale gelmiş olabilir ki, iktidara karşı değil, parti içindeki diğer aktörlere karşı pozisyon almak öncelikli hale gelmiş olabilir. Böyle bir ortamda hangi belediye hangi hatayı yaparsa yapsın, onu eleştirecek enerjiyi bulmak da niyeti taşımak da pek mümkün olmaz.

Bu noktada şu soruyu yüksek sesle sormak gerekiyor:
Muhalefet gerçekten muhalefet yapıyor mu?

Eğer muhalefetin temel görevi, iktidarı denetlemek, eksikleri kamuoyuna taşımak ve alternatif çözümler sunmaksa; Eskişehir özelinde bu görevin yerine getirildiğini söylemek pek mümkün değil. Hatta bu sessizlik, “karşılıklı çıkar ilişkileri mi söz konusu?” sorusunu bile kulaktan kulağa dolaşan fısıltılara dönüştürüyor.

Ve asıl tehlike de burada başlıyor. Siyasette eleştirinin olmadığı yerde hesap sorulamaz, hesap sorulamayan yerde ise halkın güveni zedelenir. İktidar da muhalefet de ancak denetlendiğinde güçlenir. Sessizlik, halkın lehine değil, yalnızca koltukların lehinedir.

Eskişehir’in artık eski ezberlerle yönetilemeyeceği gibi, eski muhalefet refleksleriyle de iyileştirilemeyeceği ortada.
Siyaset, sadece seçim dönemlerinde sahneye çıkıp sonra kulise çekilme sanatı değildir. Gerçek muhalefet, sesini en çok vatandaşın sesi kısıldığında yükseltir.

Eskişehir’in sesi kısılmışken, muhalefetin bu sessizliği artık kimsenin duymak istemediği bir uğultuya dönüşüyor. Bu sessizliği bozacak cesur seslere, gerçek sorumluluğa, muhalefeti sadece bir unvan değil bir görev bilen insanlara ihtiyaç var.

 

Teyfik Nezen



YORUM YAZ
Bu habere yorumlar
Yazarın Diğer YAZILARI
eskişehir güvenlik kamerası

Eskişehir Öğrenci Apartları, Yurtları

Öğrenci apart ve yurtlarının listesi, harita konumları, fotoğraf ve detay bilgileri, fiyatları

Eskişehir Günlük Kiralık Ev

Espark Karşısı Günlük Kiralık Ev

Eskişehir Ücretsiz Seri İlanlar

Eskişehir İş İlanları, Bilgisayar ve Parçaları, Bisiklet/Motosiklet, Bitki-çiçek / Süs-ev Bitkileri, Cep Telefonu, Ders-Eğitim Verenler / Almak İsteyenler, Diğer İlanlar, Ev Arkadaşı, Ev Eşyası, Evcil Hayvanlar, Kitap, Müzik Aletleri, Spor Malzemeleri, İş Arayanlar, İşçi-Eleman Arayanlar