İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyonla anlaşılıyor ki Belediyelerin harcamaları kontrolden çıkmış ve denetimleri büyük bir sorun haline gelmiş durumda.

Hepimizin Belediyelerden ortak beklentisi nedir???

–Sağlıklı su

-Kanalizasyon

–Temiz çevre

-İyi işleyen ulaşım

–Ruhsatlanmış sağlıklı gıda satış ve kontrolü

-Konforlu alt yapı yol- kaldırım vs vs.

Yukarıda ki Belediyelerin asli işlerini yaparken “Rant”çıkarmak imkansıza yakındır.

–Çünkü yol yapmadan yaptım diyemezsiniz.

-Kent içi ulaşıma otobüs almadan diyemezsiniz

–Çöp toplamadan topladım diyemezsiniz.

-İnşaat yapmadan yaptım diyemezsiniz.

Kısaca soyut ve afaki harcamaları buradan gösteremezsiniz.Yaptığınız her hizmet görünür elle tutulur.

Son 25 yıla hiç bir parti ayırmaksızın “Sosyal Belediyecilik”kavramı altında anormal bir yerel yönetim anlayışı hakim oldu.Kültürel ve sanat gelişimi altında toplumun hangi gelişimine katkı sağladığı belli olmayan festivallere,konserlere büyük paralar harcandı.

Reklam,tanıtım,ağırlama giderlerine para harcamak kolaylaştırıldı ve büyük bütçeler aktarıdı.

Ve burada çok büyük bir rant keşfedildi ve icad edildi.

Konser ve festival harcamaları için kafanıza göre soyut,gerçekleşmemiş iş uydurabilirsiniz.Konser için getirdiğiniz müzisyenlere istediğiniz fiyatı yazabilirsiniz.

1 milyon kişiye yemek verdim bile diyebilirsiniz.

Devlet limit belirliyor o limite kadar ihalesiz her şeyi alabilirsiniz.

Araştırmalara göre Türkiye’de nüfusun % 66’sı aktif sosyal medya kullanıcısı.Yani 0-7 ile +70 yaş üstü hariç herkes dijital platformda ve günlerinin 7 saatini internette geçiriyor.

İnsanlar 24 saatin 7 saatini internette,7 saatini uykuda geçirirken kalan 10 saatini bugün bilbordlarda hangi ilanlar var diye mi geçiriyor?????

Hayır….

Çeşitli firmaların tanınırlığının nasıl öğrenildiği konusunda araştırma yapılıyor.Araştırmada açık hava reklam ünitelerinden öğrendiğini söyleyenlerin oranı % 3.

Bütün bunlara rağmen 5 bin nüfuslu bir ilçeden İstanbul’a kadar, parti ayrımı yapmaksızın nereye giderseniz gidin her yer “Bilboard,CLP,ışıklı reklam tabelaları”tarafından işgal edilmiş durumda.

Ve her köşede orayı yöneten Belediye Başkanının sırıtan resimleri.O günü bu günü.Onu yaptık bunu yaptık.

Anlaşılıyor ki Reklam işinde çok büyük ve inanılmaz bir rant var.Kamudan en kolay ve basit para aktarma yöntemi….

Kim ne kadar,kaç gün kaç paraya kiraladığı belli değil.İstanbul Büyükşehir belediyesi 3000 Bilboardunu yıllık 40 milyon liraya iştiraki Kültür AŞ’ye devrediyor.

Kültür AŞ’ye bir şirketin kestiği fatura 250 milyon lira.

Yöntem,şekil her yerde aynı…

Çok basit bir örnek.Binalarını reklam şirketlerine kiralayan mülk sahiplerine sormak istiyoruz.Binanızı kaç paraya kiraladınız.Reklam şirketleri sizin binanız üzerinden Belediyelere kaç para fatura kesmiş.Lütfen sorgulayın.Ağzınızın açık kalacağı konusunda garanti verebiliriz.

İstanbul’da olan Eskişehir’de olmadı mı?

Alası oldu.Devlet memuru  olan şahışlar maaşının  20-30 katı Villalarda yaşıyor, Yazlık ayrı  villa  ayrı, Tatil  harcamaları, lüks harcamaları, bindikleri  araçlar ve işbirliği  yaptıkları Belediyelere iş yapan Baronlar….

Eskişehir’dekileri  kim korudu ,kimler  hala koruyor bunlarda  araştırılmalı

Tuz çoktan kokmuş.

Merkezi hükümet dahil,Belediyelerin kolay para harcama yöntemleri konusunda sıkı şartlar getirilmesinin zamanı çoktan geldi ve geçiyor..

Haber Ötesi

Süha Muzaffer