21 Kasım 2024 Perşembe
Gıda dağıtımı bahane...

Gıda dağıtımı bahane...

Hüseyin GÜVEN
Hüseyin GÜVEN


Gıda dağıtımı bahane...

Keşkül-ü Fukara'nın Ocak ayı gıda dağıtımına katılan liseli kardeşimiz Setenay'dan mektup var...
Sevgi nedir?
Tutku, bağlılık, güvenmek, huzur, istemek, paylaşmak, bir olmak...
Birkaç güne kadar sevgi benim için iki heceden oluşan, bir kelimeden başka bir şey değildi… İki gün önce bodrum katında yaşayan yoksul bir aileden öğrendim sevgiyi...
Bütün zorluklara rağmen birbirlerinin sevgileriyle hayatta kalmayı başaran insanlardan...
Evlerine ilk girdiğimde huzurun kokusu rutubet kokusunu bastırıyordu…
Bu devirde bu kokuyu unutalı uzun zaman olmuştu…
Bu pis dünyanın zorlu yaşamında, o çocukların gülüş sesleri dünyada duyduğum en güzel seslerdi…
Gittiğimizde çok mutlu oldular, bu mutluluk belki de gece tok uyuyacakları içindi, bilemiyorum… Buz gibi evlerinde, sevgilerinin alevi içimi ısıtmaya yetmişti... Ama benim sevgim onların taşa basan çıplak ayaklarını ısıtmaya yetti mi bilmiyorum...
Zihinsel engelli çocuğun gelip sebepsizce sarılması beni şu ana kadar en iyi hissettiren şeydi… Minik ellerini defalarca öptüğümde yüzündeki gülümseme birçok tabloya konu olabilecek güzellikteydi…
Sevgi sayesinde onun hissettiklerini ve kalbini görebildim... Onun kalbi kocamandı… Dünyadaki birçok şeyden daha güzeldi… O bu dünya için fazla harika…
Çok farklıydılar…
Şimdiki çocukları mutlu etmeye akıllı telefon ya da bilgisayar yetmezken onlara bir şeker yetmişti… Yüzlerini kocaman bir gülümseme kapladı anında... O şekeri benimle paylaşmak bile istediler… Keşke dünya onların kalpleri kadar güzel olsa...
Evlerinin kapısını kapattıklarında bütün kötülükler onlardan uzakta kalıyordu… Evlerinin içini kalpleri aydınlatabiliyordu… Onların kusursuzluğuyla evlerinin kusursuzluğu ters orantılıydı… Fakat kalplerinin güzelliği evin tüm kusurlarını kapatıyordu…
Unutamayacağım şeylerden birisi de; evden çıkarken çocukların annelerinin minnet dolu bakışlarıydı…
Elini yüzüme koyup güzel dileklerde bulunmasıydı… Sevginin her zorluğu yenecek kadar güçlü bir bağ olduğunu öğretti onlar /bana... Sevip sevilmek için kalpten başka hiçbir şeye ihtiyacın olmadığını…
Belki evlerinde pek bir şey yoktu ama bütün her şeyin gerçeği vardı sevginin, mutluluğun, huzurun…
Onların bize olduğu kadar bizim de onlara ihtiyacımız var… Temiz kalplerinden öğreneceğimiz çok şey var… Unutulmuş olan masumiyeti hatırlamak için onlara ihtiyacımız var…

****************************************************
BU İŞLERDE KİM KİME YARDIM EDİYOR!
Bu işlerde kimin kime yardım ettiği bazen belli olmuyor /gerçekten...
Setenay Göktepe… Daha 16'sında… Lise öğrencisi…
Keşkül'ü Fukara Gönüllüleri hareketiyle Öğretmenleriyle dağıtım yapıyor… Setenay yancı /yani dağıtım yardımcısı…

Köşemizi takip edenler bilir…
-'DÂHİCE bir düşünce, DELİCE bir hareket…' diyerek 'Deliler, Dahiler, Kapılar, Köprüler arkadaş gurubunu' köşemize defalarca konuk etmiştik…

Başta Ak saçlı, vatan sevdalısı Kemal Yarcı bey olmak üzere bazı üyelerini yakinen tanıyorum…Bu vesileyle bizlerde Keşkül'ü Fukara gönüllülüğünün ucundan da olsa tadına bakmışlığımız var… Damağımızda hala… Dahası nasip olur mu bilemiyorum…

Asıl konumuza dönüp yazımızı bağlayalım…

Setanay Göktepe aile ziyaretinden etkileniyor ve dağıtım sonrası gönüllülerin istişaresinde başlıyor anlatmaya… O ara Kemal abi
-'Setenay anlattıklarını mektup olarak yazar mısın?' diyor ve bu mektup ortaya çıkıyor…
Setenay bu aile ziyaretinden çok etkileniyor, samimi ve bir o kadar da etkileyici bu mektubu tarihe /insanlığa bir not olarak bırakıyor…

Daha da etkileyici olan ise;
Dikkat buyurun lütfen!
Setenay'ın kendi aldığı kararla arkadaşlarıyla para toplayıp ailenin bot ve mont iktiyaçlarını karşılıyor… İşte bunları düşünecek, eyleme geçirecek kadar kocaman bir yürek Setenay…

Bir teşekkür de Setenay gibi yürekleri yetiştiren anna-babalar ve öğretmenlere…
Allah cc sizlerden de razı olsun…

KEŞKÜL'Ü FUKARA NE DEMEK?
Google amcamıza sorduğunuzda birçok anlamı var…
Velakin;
Mevlevi dervişlerinin nefislerini yenmek, gururlarını köreltmek için insanlardan bir şeyler istemede kullandıkları bir kap diyebiliriz…
Bu kaba Osmanlı'da 'Narcil-i Bahrî' deniyormuş…
Narcil-i bahri kah gümüşle, kah ahşapla, kah da altınla işleniyormuş…
Bu kapla gururlarını, nefislerini yenmek için insanlardan kuru gıda maddesi isteyen dervişler, elde ettikleri bu malzemeleri ziyarete gittikleri yerdeki insanlara yardım olarak götürüyorlarmış… Kuvvetle muhtemel yemeğin ilk ortaya çıkışı da bununla bağlantılı…
Allah cc günümüz Keşkül'ü Fukara'larından razı olsun, sayılarını artırsın…
Not: Sizler de bu duyguyu tatmak, Keşkül'ü Fukara gönüllüsü olmak ister miydiniz?

HÜSEYİN GÜVEN-29.01.2018



YORUM YAZ
Bu habere yorumlar
Yazarın Diğer YAZILARI
eskişehir güvenlik kamerası

Eskişehir Öğrenci Apartları, Yurtları

Öğrenci apart ve yurtlarının listesi, harita konumları, fotoğraf ve detay bilgileri, fiyatları

Eskişehir Günlük Kiralık Ev

Espark Karşısı Günlük Kiralık Ev

Eskişehir Ücretsiz Seri İlanlar

Eskişehir İş İlanları, Bilgisayar ve Parçaları, Bisiklet/Motosiklet, Bitki-çiçek / Süs-ev Bitkileri, Cep Telefonu, Ders-Eğitim Verenler / Almak İsteyenler, Diğer İlanlar, Ev Arkadaşı, Ev Eşyası, Evcil Hayvanlar, Kitap, Müzik Aletleri, Spor Malzemeleri, İş Arayanlar, İşçi-Eleman Arayanlar