Ne ilk gidişimdi ne de son olacaktır çünkü Karadeniz bölgesinin bende ayrı bir yeri vardır.

Karadeniz’e ilk olarak 1994 de gitmiştim bir yılı geçkin Rize de yaşadım. Bu süre zarfında da birçok şehrini gezme fırsatım oldu hal böyle olunca bölgeyi tanır ve bilirim…

Tarih ve kültür değerlerini yaşatmaya çalışan bir şehrimiz olan Trabzon’a çok defa gitme fırsatım oldu.

Trabzon’a bu sefer Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından organize edilen Medya, Kültür Sanat ve Turizm Buluşmalarının son durağı olan Trabzon gezisini gerçekleştirmek için gittik.

Konaklamamızı Tonya ilçesine bağlı Erikbeli yaylasında Foleya otelde ormanın içinde bulunan villa benzeri müstakil yapılar da yaptık. Sabah kuşların sesi ormanın içi bol oksijenli tabir-i caizse cennet misali bir yer…

Bu arada Foleya otel’in açılışını da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile gerçekleşmiş. İyi ki de böyle bir tesis inşa edilmiş.

Şehrin gürültüsünden uzak insana nasıl huzur verdiğini ne kadar anlatsam azdır gitmenizi görmenizi şiddetle tavsiye ederim.

Tabi yıllarca o bölgeye gider gelirim o kadar dostlarım var ki aslında birazda beni oraya çeken onların gönüllerindeki güzellikleridir…

Trabzon öyle sıradan bir şehir değil Seyyah Evliya Çelebi 15. ve 16. Yüzyılda seyahatinde Hâtûniye Medresesinden dağıtılan yardımları görünce şehri “emsalsiz” diye nitelendiriyor.

Anlaşılan Trabzon Evliya Çelebi’yi de etkilemiş, şehrin misafirperverliğinin talebelere ve fakirlere olduğu kadar, deniz yolculuğuna çıkanlara ve denizcilere de gösterildiğini belirtmiştir...

Bütün ziyaretçilere gün içerisinde iki defa birer kâse çorba ve beyaz ekmek hazırlanıyor, cuma akşamları ise buna zerde pilâvı ve yahni eklendiği yazmaktadır…

Dedik ya sıradan bir şehir değil çünkü  4000 yıllık tarihi geçmişiyle,
Roma ve Bizans dönemlerini yaşayan ve izleri olan ayrıca Fatih Sultan Mehmet Han’ın 26 Ekim 1461 de Komnenos krallığının başkenti olan Trabzon’u Fethettiği, 1487 de Yavuz Sultan Selim’in Valilik yaptığı, Kanuni Sultan Süleyman’ın 1495’de doğduğu şehirdir Trabzon…

Çok fazla medeniyetlere ev sahipliği yapmış kiliseler imaret haneler camiler hepsi de ayakta duruyor. Bu da Osmanlının ve Müslümanlığın ne kadar şümûllü bir din anlayışı olduğunu gösterir.

Biz sözde medeni batılılar gibi hiçbir mabedi yıkmamışız harap etmemişiz. Onlar yıkar yakarlar birde üstüne öldürürler.

Mâ’mâfih o kadar çok tarihi yerleri var ki; Ortahisar’da Fâtih Cami manastırdan evrilmiş.

Hatuniye (İmaret) Cami, Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun adına inşa edilmiş (911/1505-1506). Bunun güneyinde Gülbahar Hatun’un yattığı türbenin var olduğunu gördük.

Yeni Cuma Cami, Aşağıhisar karşısında olup Saint Eugenios’a ithafen yapılan kiliseden evrilerek cami olarak kullanılmaktadır.

Erdoğdu Bey Cami, Hatuniye’nin güneyinde bir mescid şeklinde yapılmış, Erdoğdu Bey burayı 985’te (1577) cami haline getirmiş.

İskender Paşa Camii, Gâvur Meydanı’nın doğu tarafında 936’da (1530) yapılmış.

Ayasofya Cami, diğer adı (Ayasofya-i Sağir Cami Şerifi) yani küçük Ayasofya Trabzon’un batı kısmında Ortahisar mahallesinin yüksek bir tepesi üzerinde Bizans mimarisi Iustinianos’un inşa ettirdiği kiliseden evrilmiştir.

Kiliseden camiye evrilen bu yapılarda tarihi ve kültürel miras batılıların İslâm beldelerine yaptıklarının aksine kalıntılar muhafaza edilmiştir.

Ecdâd fethettiği topraklarda gayr-i müslim halka dinini ve kültürünü yaşamasına kolaylık sağlamış ve camiye evrilen yapıların tamamını kapatmayıp hiç yoksa bir oda boyutunda ki bir kısmını gayrimüslim halka açmıştır.

Aslında tarihi yerler saymayla bitmez yazsak sayfalar yetmez bir şehirdir Trabzon…

Gezi turunuza Karadeniz’i yazmayı unutmayın bir yanda kar kış yaşanırken diğer yanında baharı yaşaya bilirsiniz. Yeşil ağaçların renk cümbüşüne şahit olabilirsiniz.

İlkbaharda yeşil ve tonları son baharda sarı-turuncu renlerin raks edişini görmek için çok uzak diyarlara gitmenize lüzum yok bu güzellikler yanı başınızda.

Sahilde deniz, kum biraz yukarı çıktığımızda ormanlar ve yayla havası Soğanlı ve Kaçkar Sıradağları doğru gittiğimizde ise uzun gölün ihtişamı güzelliği bizi karşılıyor.

Haziranda yağmur yağar akşam sis çöker dört mevsimi yaşar ve sonrasında şehre inersiniz…

Sümela manastırını görmenizi de arzu ederim fakat yerli turist için biraz ücretleri bana yüksek geldi. Ailecek gidip sonrasında fiyatı duyup geri dönenler olduğuna şahit olduk.

Velhâsıl-ı kelâm Trabzon birçok medeniyetlere beşiklik etmiş çağ açıp çağ kapatmış bir şehrimiz.

Vatanı için canını feda eden Eren Bülbül Kardeşimin de ruhu şad mekânı cennet olsun seni unutmadık Eren… Vesselâm…