Ne Günlere Kaldık
- 21 Ekim 2016 Cuma
- Bu yazı 14886 kez okundu
‘’Şimdi sen onları gördüğünde dış görüntüleri hoşuna gider. Söz söylerlerse, sözleri yaldızlı ve etkileyici oluşundan söylediklerini dinlemek istersin. Sanki onlar ruhsuz kalıplar, akılsız bedenler gibi duvara dayandırılmış kütüklere benzerler, korkaklık ve içlerindeki hainlikleri sebebiyle duydukları her haykırışı, sesi, gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar. Onlar müslüman görünseler de, hem sana hem müminlere tam anlamıyla düşmandırlar. Onlardan sakın, Allah onların belalarını versin, doğru yoldan sapıklığa nasıl da döndürülüyorlar.’’ (Münafikun Suresi 4. Ayet)
Bu yazıma bir ayet meali ile başlıyorum. Günümüz dünyasında birçok kavram, vasıf ve değerler birbirine karışmış ve karıştırılmış durumda. Bunca kavram ve kafa karışıklığının kimlerin işine yaradığı ise bir soru işareti. Aslında birçoğumuz bu soruların cevapları hakkında birtakım fikirlere sahibiz. Ama bazımız bunları dillendirmekten korkarken bir kısmımızda bunları ifade etmenin hiçbir yarar sağlamayacağı görüşünde. Yakın gündemimizde yaşananlara bakınca insanın morali bozulmuyor değil hani.
Bir takım kişi ve grupların şöyle bir 5, 10 yada 15 sene geriye dönük söylemlerine dönüp baktığımızda neler ifade ettiklerini hangi ideallerden bahsettiklerine bakın ve birde şimdiki ifade ve söylemlerine bir bakın. Neler geride bırakılmış, hangi idealler uğruna yola çıktıkları halde şimdi çizdikleri rotanın yönü neresi? Söylemlere bakınca hani ‘’Mangalda Kül Bırakmaz’’ denen ifadelerle milletin gazını alıp, iş eyleme geçtiğinde ise 180 derecelik bir kıvırma hamlesiyle nasılda dönüşüverdiklerine şaşıyorum. Bu dönüşüm ve değişimi gören elbette sadece bizler değiliz. Hakikatleri gizlemek için şer odaklarca tasarlanmış ‘’At Gözlüğü’’ nü değil de Rabbinin feraset gözlüğünü takan erdemli insanlar olan bitenin farkına varmıyor değiller. Ancak bu anlayışa ulaşan kişiler sayıca az olmanın verdiği endişeyle bir türlü cesaretle haykırmaya, yanlışları düzeltmeye yeltenemiyorlar. Halbuki yalnız olmadıklarının bir farkına varabilseler çok şeyler değişecek çok…
Yüce Allah’ın (c.c) vaadini hatırlamak gerek… ‘’Ve Talut ordusuyla yola koyulduğunda dedi ki: “Allah sizi şimdi bir nehirle imtihan edecek, ondan içen benden değildir, ama onu tatmayan bendendir, ondan sadece bir avuç dolusu içen ise affedilmiş olacaktır.” İçlerinden pek azı hariç, hepsi ondan doya doya içtiler. Nihayet Talut ve kendisiyle beraber inananlar ırmağı geçince dediler ki: “Calut ve kuvvetlerine karşı koyacak bugün hiç gücümüz yok.” Ama kesin olarak Allah'a kavuşacaklarını bilenler: “Sayıca az nice topluluklar var ki; Allah'ın izniyle büyük kalabalıklara üstün gelmiştir. Zira Allah, güçlüklere karşı sabırlı olanlarla beraberdir” diye cevap verdiler.’’ (Bakara Suresi 249. Ayet)
Bu ayet akledenler ve düşünenler için çok şey ifade etmektedir aslında. Yüce Allah (c.c) dün nasıl ki Talut ve ordusunu imtihan etti ise bugünde günümüz insanını benzer bir sınavdan geçirmektedir. Bakalım söylemlerinde şuur, iman ve vazife aşkı terennümleri bulunan dünün mücahitleri iktidar sarhoşluğu ile mücahitliği bırakıp müteahhitliğe geçiverecekler mi? İmkanlara kavuştuklarında söylemler ile eylemler örtüşecek mi?
Evet aziz okurlarım, bu imtihanda maalesef birçok kardeşimiz sınıfta kaldı. İktidarda olmanın sarhoşluğuna kapılan büyük çoğunluk hazır ırmak akarken testiyi doldurmak lazım sözüne itibar ettiler. Bizzat vicdanlarının baskısına dayanamayıp itirafta bulunanları biliyoruz. Aman bu konuştuklarımız aramızda kalsın yalvarmalarına da şahit olduk. Oysa bilmiyorlar mıydı ki Rabbimizin gizli konuşmaları da akıldan geçenleri de bildiğini. En üstlerde bakanların bile ‘’başta bizler israfın önüne bir geçebilsek var ya ey millet!.. sizden vergi toplamamıza bile gerek kalmaz’’ demelerini sizde işitmediniz mi? En altlarda ise bir ilçenin meclis üyesinin de bizler iktidar nimetleriyle kendimizden geçtik. Ne oldu bize anlamıyorum diyerek bir gazeteci ağabeyimize içini döktüğünü bizzat biliyorum. ‘’Önceleri bir kuruş faize bulaşacağız, rüşvet yanımızdan geçecek diye ürperir, tövbe ederdik. Halbuki şimdi hediye adı altında nice gayrimeşru alışverişler içindeyiz ama umurumuzda bile değil. Birçok arkadaşımız parayı bulunca karılarını boşayıp manken gibi genç kızlarla evlendi. Bunu yapamayanın ise birkaç tane ikameti oldu artık.’’ Ne acıdır ki bu gidişatın farkına varan birçok insanımızda afyonlanmış, narkozlanmış halde bu yanlışların ortaya çıkmasını istememektedir. Galiba bu haltların bir ucuda kendilerine dokunmaktadır. Halbuki kötü ve yanlış işlerin düzeltilmesi ve bu uğurda mücadele edilmesinin ne kadar değerli bir ideal ve ne kadar kıymetli bir ülkü olduğunu bir zamanlar ifade edenlerdi bu kişiler. Acı hem de çok acı bir tablo bu ördüklerimiz. Neler hissetmiş ve ne duygular yaşamıştık bir zamanlar bu idealler uğruna. Nerede bir haksızlık, bir zulüm ve haksız kazanç varsa seslerimizi yükseltir ve gönüllerimizi birleştirirdik. Şimdilerde ise sesler ve yürekler tek bir paydada birleşiyor. Bunu gösterdi başımızdakiler. O payda; ‘’menfaat’’… Bunun peşinden ise ‘’ çıkar, makam, iktidar, şehvet ve faiz’’ geliyor elbette…
Oysa biz şu tabloyu özledik hem de çok özledik!..
‘’Rüşvet alanda verende melundur’’
‘’Faiz alanda verende cehennemliktir’’
Ama beklentilerimiz ve ümitlerimiz yerle yeksan oldu. Üst makamlardan bir hadsiz ne demişti hatırlayacaksınız, ‘’biz geldiğimiz zamandan sonra kredi miktarlarını şu adar arttırdık, her isteyene kredi verdirttik. Faiz kullanmayan esnafımız kalmadı çok şükür. Allah bereketini artırsın.’’ Hoppa bu ne şimdi yaa!.. Arkadaş ne oldu bize? Yüce Allah ne diye faizi bereketlendirecek? Kaba tabirle sorarlar ya hani ‘’ne içtiniz oğlum siz’’, ‘’neyin kafasını yaşıyorsunuz’’
Yüce Mevlam bizleri, ne koşulda hangi menfaatler uğruna olursa olsun bir milim bile yamulmayan salih, sabit ve sadıklarla beraber kılsın. Sayıca azda olsalar Talut ve yanındakiler gibi iktidar ve menfaat ırmağının üzerinde de olsalar rablerine verdikleri sözden dönmeyen, mücadelelerine sebat ile devam eden aziz kullarını tez zamanda zaferlere kavuştursun inşAllah…
Sağlıcakla kalın kıymetli okurlarım.
- Herkes doğrumu biz doğru isek? - 2 Eylül 2024 Pazartesi
- Sağlıklı Yaşam İpuçları - 9 Şubat 2024 Cuma
- Başarının en önemli formülü azim ve disiplindir - 19 Temmuz 2023 Çarşamba
- Öğütler - 24 Haziran 2023 Cumartesi
- Bioenerji Şifasının Amacı - 1 Mayıs 2023 Pazartesi
- Bioenerji nedir, nasıl faydalar sağlar? - 10 Şubat 2023 Cuma
- Negatifi Hayatınızdan Çıkarın - 4 Ocak 2023 Çarşamba
- Biyolojik alanımız ve şifa - 15 Aralık 2021 Çarşamba
- Bioenerji, Esma-ül Hüsna ve Dua - 3 Şubat 2020 Pazartesi
- Mayamız mı ekşidi? - 24 Aralık 2019 Salı
- Bioenerji ile şifalan - 6 Kasım 2018 Salı
- Vakit Değiştirme Vakti!.. - 22 Haziran 2018 Cuma
- Niyet hayır, akıbet hayır - 23 Mart 2018 Cuma
- Öldük, bittik demeden silkelenip kendimize gelelim! - 25 Ocak 2018 Perşembe
- Boş yere yaratılmadın!.. - 26 Eylül 2017 Salı
- Piknik notları ve İlkyardım - 2 Ağustos 2017 Çarşamba
- Aziz dostumun acı hayat tecrübesi - 8 Mart 2017 Çarşamba
- İŞTE ÇAY SİMİT HESABI, İŞTE EKONOMİMİZ!.. - 29 Kasım 2016 Salı
- Ne Günlere Kaldık - 21 Ekim 2016 Cuma
- İlkyardımcılara kim yardım edecek!.. - 8 Nisan 2016 Cuma
- Akıllı Adam Olmak! - 1 Mart 2016 Salı
- Nereye Gidiyoruz, Hani Kalkınma!.. - 16 Aralık 2015 Çarşamba
- Kim bu Fos Osmanlıcılar... - 28 Ekim 2015 Çarşamba
- KÖTÜ YÖNETİCİ VE DECCAL - 2 Eylül 2015 Çarşamba
- Müslümanların Helakı!.. - 14 Temmuz 2015 Salı
- Kimse yapamaz, Ak Parti yapar!.. - 22 Mayıs 2015 Cuma
- YALANCI MAĞRURLAR BİZE YABANCI - 29 Nisan 2015 Çarşamba
- Memleketi Mahveden Beceriksizler - 26 Mart 2015 Perşembe
- Kepazelik diz boyu, hangisini sayalım? - 27 Şubat 2015 Cuma
- İDEAL TOPLUM HAYAL Mİ? - 3 Ocak 2015 Cumartesi
- Dönüşen Dönüşsün, Sen Dönüşme!.. - 25 Kasım 2014 Salı
- Türkiye’nin ateşle dansı!.. - 25 Ekim 2014 Cumartesi
- Osmanlı geçinen, Aslından Kopuk Paçozlar - 17 Eylül 2014 Çarşamba
- Hayır, hayır yüz bin kere hayır!.. - 6 Ağustos 2014 Çarşamba
- İSLAM, SİYASET, YÖNETİM - 24 Haziran 2014 Salı
- Siyonizm-Türklere Karşı Yahudinin Pis Oyunları - 22 Mayıs 2014 Perşembe
- Bir Gençlik!.. - 11 Nisan 2014 Cuma
- OY’un BÜYÜK, İYİ AMA KİME OY VERELİM? - 24 Mart 2014 Pazartesi
- Ben Kimden Tarafım 2 - 28 Şubat 2014 Cuma
- 1997 ile 2014 arasında fark görebiliyor musunuz? - 29 Ocak 2014 Çarşamba
- CEMAAT, HÜKÜMET, MENFAAT - 30 Aralık 2013 Pazartesi
- YALAN YANLIŞ EĞİTİMİMİZ!.. - 26 Kasım 2013 Salı
- Kanlı Ellerin Kanlı Projesi: BOP - 30 Ekim 2013 Çarşamba
- Dünya Liderini Dinliyorum!.. - 21 Eylül 2013 Cumartesi
- Ah O Gemide Bende Olsaydım!.. - 13 Temmuz 2013 Cumartesi
- Tarlaya Neler Ektik?.. - 11 Mayıs 2013 Cumartesi
- Saptırıcı Liderler - 26 Mart 2013 Salı
- İslam’a dönen Müslümanlar - 20 Şubat 2013 Çarşamba
- Asgari Ücret ile Asgari 3 Çocuk mu? - 23 Ocak 2013 Çarşamba
- Politika Tesadüf Mü, Komplo Mu? - 26 Aralık 2012 Çarşamba
- AŞK ADAMI MI?.. KAÇIP FIRDÖNEN Mİ?.. - 19 Kasım 2012 Pazartesi
- KIYAMET NE ZAMAN? - 22 Ekim 2012 Pazartesi
- Sadıklarla olmak - 2 Ekim 2012 Salı
- Fitre ve Çay Simit Hesabı - 28 Ağustos 2012 Salı
- Canlı Müslüman İstiyoruz!.. - 24 Temmuz 2012 Salı
- Cinsi Bozuklar - 28 Haziran 2012 Perşembe
- Karakterli Müslüman!.. - 1 Haziran 2012 Cuma
- Aslından Koparılmış Protestanlar - 2 Mayıs 2012 Çarşamba
- Haktan Yana Olmak - 21 Mart 2012 Çarşamba
- Lider ve Sistem 2 - 24 Şubat 2012 Cuma
- LİDER ve SİSTEM - 4 Şubat 2012 Cumartesi
- KISSADAN HİSSE!.. - 11 Ocak 2012 Çarşamba
- Allah İçin Çalışmak!.. - 26 Aralık 2011 Pazartesi
- Cihad Ne Demek? - 10 Aralık 2011 Cumartesi
- Batı:Tek Dişi Kalmış Canavar!.. - 4 Kasım 2011 Cuma
- HAYIRLARA MOTOR, ŞERLERE FREN - 15 Ekim 2011 Cumartesi
- DEĞİŞİM : “Tekamül mü, Tahribat mı?” - 16 Eylül 2011 Cuma
- İnandığın Gibi Yaşa Türkiyem - 22 Ağustos 2011 Pazartesi
- BEN KİMDEN TARAFIM?..!.. - 25 Temmuz 2011 Pazartesi
- Bereket Dönemi "28 Haziran 1996 ile 2 Temmuz 1997" - 7 Temmuz 2011 Perşembe
- Ya Güdersin Ya Gidersin - 19 Haziran 2011 Pazar
- Seçim Sonuçları Ne Gösterdi? - 13 Haziran 2011 Pazartesi
- Seçime Doğru;"Arz-ı Mev’ud ve Horoz Dövüşü" - 10 Haziran 2011 Cuma
- Erbakan’ı Sevmek!.. Tavizi Sevmemek!.. - 6 Haziran 2011 Pazartesi
- Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu - 1 Haziran 2011 Çarşamba
- Hayalüstü Hayaldi!.. Gerçek Oldu!.. - 25 Mayıs 2011 Çarşamba
- NE HALLERDEYİZ 2 - 19 Mayıs 2011 Perşembe
- 2.Abdülhamit, Erbakan ve Tekerrür - 11 Mayıs 2011 Çarşamba
- Hak ile Batılı karıştırmayalım 2 - 28 Nisan 2011 Perşembe
- DÜNYANIN EN BÜYÜK ADALET SARAYI - 8 Nisan 2011 Cuma
- Hak İle Batılı Karıştırmayalım - 26 Mart 2011 Cumartesi
- ORGANİK MAYAMIZ “İSLAM !..” - 17 Mart 2011 Perşembe
- DİYALOG VE TOPRAK SATIŞININ PERDE ARKASI - 6 Mart 2011 Pazar
- SUCUĞUNDA TADI KAÇTI!.. - 28 Şubat 2011 Pazartesi
- Ne Hallerdeyiz ? - 11 Şubat 2011 Cuma
- Ya AKP Olmasaydı !.. - 1 Şubat 2011 Salı