Ne deniliyor?

“Konya’da imam minberde doktorları hedef gösterdi!”

Yalan, hedef gösterme filan yok!

İmamın sözlerini aşağıya aynen aldık;

“Kimse istemez bir doktorun ölmesini, polis, askerimizin şehit olmasını.

Ama devlette devamlılık esası vardır.

Şimdi ben şurada kalp krizi geçirsem bu kadar millet cuma namazı kılmayacak mı?

Beni de kaldırır şu kenara koyarlar, cuma namazını kılarlar, ambulans gelip alır götürür.

Bu kadar basit.

Devlette devamlılık esastır!”

Devamında;

"Sen gittin hastaneden boş döndün, iğne yapılacak, oğlun ölecek elinde.

Doktor da diyecek ki;

“Hadi git işine, grevdeyiz.”

Sen öldürmez misin, sövmez misin, dövmez misin?

Buna fırsat vermeyelim yaa!

Herkes akıllı olsun kardeşim!”

İmamın sözleri aynen böyle,

İkinci bölümde diyelim ki biraz haddini aşmış mı?

Gerçekten aşmış, öyle gözüküyor!

Bu sözleri söylerken de herkesin üzerine düşeni yapıp, kavga, karmaşa ve şiddete yer verilmemesi mesajı vermek istiyor, sadece kullandığı kelimeler yanlış!

Buraya kadar tamam.

Peki Sağlık Bakanı Fahrettin beyin, Terör örgütlerini aratmayan Tabipler Birliği’nin emriyle greve giden sağlık personeline bir sözü olmayacak mı?

Hiç bir yaptırım uygulanmayacak mı?

Sayın Bakan,

Siz kendi bakanlığınıza bağlı grevci personele söz dinletemiyor, herhangi bir yaptırım uygulayamıyorsunuz;

Ama Fatih Altaylı gibi ne idüğü de ayan beyan belli bir provokatörü hoşnut etmek adına Hac farizasını yerine getirmek üzere Suudi Arabistan’da bulunan Diyanet İşleri Başkanı’nı defalarca arayıp adı geçen İmamın açığa alınması için ısrarcı olabiliyorsunuz!

Sizinle ilgili olarak diyeceğimiz odur ki;

“Diyanet İşleri Başkanlığı adı geçen imamla ilgili olarak zaten gereğini yapar da;

Sizin önceliğiniz Sağlık Bakanlığı olmalı!

“Doktorlarımız şiddete maruz kalmamalı derken,

Hastalarımız da doktorsuzluktan ölmemeli!” diyoruz!

Elinizde neşter varsa Bakanlığınızda kullanmalısınız!

Neşteriniz yoksa yapmanız gereken zaten bellidir!